Diş eti hastalığı, diş etlerinin bakterilerle enfekte olması sonucu meydana gelir. Enfeksiyon, diş eti dokusunun iltihaplanmasına ve tahriş olmasına neden olur. Çoğu yetişkin, hayatının bir noktasında diş eti hastalığı yaşar. Diş eti hastalığı erken evrelerde ameliyatsız olarak tedavi edilebilir. Ancak hastalık ilerlemişse ve ciddi problemlere yol açmışsa, tedavi için cerrahi yöntemlere ihtiyaç duyulabilir. Diş eti hastalığını erken fark etmek ve tedavi etmek önem taşır. Bu nedenle diş eti hastalığı belirtilerini bilmek gerekir.
Diş eti hastalığı birkaç aşamada ortaya çıkar. Erken evre diş eti hastalığı, basitçe diş eti iltihabı (gingivitis) olarak bilinir. Diş eti iltihabı tedavi edilmediğinde, dişleri çene kemiğine sabitleyen bağ dokuları olan periodontal bağlar iltihaplanır. Bu derecedeki diş eti iltihaplanmasına ise "periodontitis" adı verilir. Periodontitis, ciddi bir diş eti problemidir ve vakit kaybedilmeden tedavi edilmesi gerekir. Diş eti hastalığının belirtilerinin erken evrede fark edilmesi zor olabilir.
Erken evre diş eti hastalığının belirtileri arasında diş etlerinde şişlik, kızarıklık ve hassasiyet bulunur. Dişleri fırçaladıktan ya da diş ipi kullandıktan sonra diş etlerinde kanama olabilir. Diş eti hastalığı belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Kırmızı ve şişmiş diş etleri: Bu, diş etlerinde bir problem olduğunun ilk işaretidir. Diş eti hastalıkları, tipik olarak diş eti çizgisi boyunca iltihaplanma ile başlar. Sağlıklı diş etleri açık pembe görünür. Eğer diş etinde anormal bir kızarıklık fark edilirse, doktora başvurmak gereklidir.
Ağız kokusu: Ağızda, normal şartlarda, çok sayıda bakteri bulunur. Bakteriler, diş yüzeyinde biriken plaklar ile beslenir. Plaklar temizlenmediğinde ağızdaki bakterilerin sayısı da artar. Bakteriler, diş etlerini ve dişleri tahriş edebilecek ve ağızda kötü bir kokuya sebep olabilecek toksinler salgılar. Ağız kokusu, diş eti hastalığının bir belirtisi olabilir.
Küçülen diş etleri: Dişler eskisinden daha uzun görünüyorsa, diş eti çekilmesi başlamış olabilir.
Hassas dişler: Soğuk ve sıcağa karşı dişlerdeki aşırı hassasiyet, diş eti hastalığı belirtileri arasında yer alır. Bu belirti, genellikle diş eti çekilmesiyle birlikte ortaya çıkar.
Hastalığın evresine, daha önceki tedavilerin etki etme derecesine ve genel sağlık durumuna bağlı olarak diş eti tedavisi için seçilen yöntemler değişiklik gösterir. Tedaviler; cerrahi yöntem gerektiren ve cerrahi olmayan tedaviler olarak iki sınıfa ayrılır.
Ameliyat gerektirmeyen diş eti tedavileri şunlardır:
Plak ve tartarlar, diş eti çizgisinin altına girdiğinde diş eti hastalıklarına sebep olur. Profesyonel diş temizliği ile bu sorundan kurtulmak mümkündür. Oldukça basit bir işlem olan profesyonel diş temizliğinde, diş hekimi plak ve tartarları derince temizler. Kişinin diş eti hastalığına yatkınlığı varsa, diş hekimi yılda iki defadan fazla profesyonel diş temizliği önerebilir. Düzenli diş taşı temizliği, diş eti hastalıklarını önlemeye yardımcı olur.
Diş hekimi, diş etlerinin altında plak ve diş taşı biriktiğini belirlerse, ölçeklendirme ve kök planlaması uygular. Bu işlem lokal anestezi altında yapılır. İşlemde, diş eti çizgisinin üstündeki ve altındaki plak ve tartar kazınır. Ardından, diş kökündeki pürüzlü noktalar pürüzsüz hale getirilerek, bakterilerin yapışması ve üremesi zorlaştırılır.
Diş eti tedavileri bazı durumlarda ameliyat gerektirir. Cerrahi uygulama içeren diş eti tedavileri şu şekildedir:
Bu işlem sırasında diş etleri geriye doğru kaldırılır ve altında biriken tartar çıkarılır. Aynı zamanda, diş etinin çekilmesiyle oluşan ve tartar ile dolan cepler temizlenir. Bazı durumlarda ise hasarlı olan diş kemiğinin düzeltilmesi gerekebilir. Bu işleme de kök planlaması adı verilir. Daha sonra diş etleri, dişin etrafına sıkıca oturacak şekilde yerlerine yerleştirilir. Diş eti ve diş arasındaki boşluğu doğru şekilde kapatmak, zararlı bakterilerin büyüyebileceği alanları da sınırlar. Böylece, periodontal hastalıktan kaynaklanabilecek ciddi sağlık sorunlarının oluşma şansı da azalır.
Kemik grefti operasyonlarında; diş eti hastalığının tahrip ettiği kemiğin yerine, hastanın kendi kemiğinden ya da sentetik kemikten elde edilen kemik greftleri kullanılır. Bu greftler, periodontal hastalık tarafından tahrip edilen bölgelerde kemiğin yerini alır ve bölgedeki kemiğin yeniden oluşmasına yardımcı olur. İşlem, dişlerin kemiğe yeniden oturmasını amaçlar.
Bu prosedür ile ince diş etleri güçlendirilir veya diş etlerinin çekildiği yerler (diş kökünün açıkta olduğu alanlar) doldurulur.
Yönlendirilmiş doku rejenerasyonu işlemi, dişleri destekleyen kemiklerin büyümesini teşvik etmeyi ve ardından bu büyümeyi yönlendirmek için diş eti dokusu veya dişlerin etrafına bariyerler yerleştirmeyi içerir. Diş eti cepleri iyice temizlenip sterilize edildikten sonra, diş eti dokusu ile diş kökünün ucu kesilmiş bölgesinin arasına biyolojik olarak emilebilir bir membran (zar) yerleştirilir. Bu membran, kemiğin doğru şekilde yeniden büyümesini sağlar.